İmdat Freni

Kent Emekçileri Dayanışması

Kent Emekçilerinden Protesto: “Faturaları Cengiz Ödesin!”

Kent Emekçileri Dayanışması “Geçinemiyoruz” kampanyası çerçevesinde Cengiz Holding’in önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Faturalara, kiralara zam yapılırken Cengiz Holding’e yapılan indirimleri kabul etmediklerini ifade eden Kendi Emekçileri, öylemin ardında sembolik dev faturayı ödemesi için Cengiz Holding’in önüne astı.

Basın açıklaması metnini aşağıda aktarıyoruz.

HALKA ZAM CENGİZGİLLERE İNDİRİM – FATURALARI CENGİZ ÖDESİN – 

Merhaba Kent Emekçileri; hoşgeldiniz basın emekçileri. Bugün burada Cengiz Holding önündeyiz. 

Neden buradayız? 

Emekçiler için artık faturalar önemli bir gündem haline geldi. Eskiden de önemliydi ancak ödenemeyecek kadar yüksek faturalarla yüz yüze gelmeleri, sürekli olarak bunların kendi aralarında bir sohbet gündemi haline gelmesi yeni bir durum. Bu durumun nesnel göstergeleri de var. 

Erdoğan’ın Başkanlık sistemine geçtiği 3 yıl içinde elektrik fiyatları yüzde 132 doğalgaz fiyatları yüzde 95 arttı

Peki, bu süreçte emekçilerin ücretleri ne kadar arttı? 

Misal memurların maaşları bile toplu sözleşmelerde yüzde 3+4 gibi komik seviyelerde belirleniyor. Enflasyon farkı diye bir şart olmasa bu toplu sözleşmelerde iyice maaşlar komedi seviyesine inecek. 

Peki, üç yılda bir memurun emeklinin maaşı ne kadar arttı? Tabi ki “resmi enflasyon” kadar.

Resmi enflasyon ise başkanlık sistemine geçildiğinden bu yana toplam yüzde 50 seviyesinde arttı. 

Yani bir nevi emekçilerin yaşamlarında ödedikleri bedeller gelirlerinden iki kat üç kat daha fazla arttı. Sadece son 1 yıldaki kira artış oranları son 3,5 yıldaki toplam ücret artış oranından daha fazla.

Aslında bu ödenemeyen faturalara farklı bir gözle de bakılabilir. Faturaların hayatımıza yük olması onlardaki artıştan kaynaklanmıyor gelirimizin aynı oranda artmamasında kaynaklanıyor. 

Şayet son 3,5 yılda gelirimizde 3 kat artsaydı elektrik faturasının yüksekliğini bu kadar çok konuşmayacaktık. 

Ama bu arada iktidar bize ekonomik krizi sonuna kadar yaşatırken kendisi ve yandaş firmalara cenneti yaşatıyor. 

Örneğin elektrik dağıtım şirketlerinden bir tanesinin son 1 yılda karı %56 arttı, örneğin bize elektrik dağıtımı yapan Cengiz’in kendi fabrikasında kullandığı elektriğe %50 devlet indirim yaptı. 

Örneğin bizlerin evlerindeki harcamalar giderek düşerken, artık neyden tasarruf edeceğimizi şaşırırken Sarayın harcamaları 2,4 milyar TL’ye ulaştı. 

Türkiye büyüyor diyorlar ama bu pasta da bıraktık bizim dilimimiz büyümesini eski küçük pastadaki dilime bile sahip değiliz. 

AKP iktidar olduğu 2002 senesinde ücretlerin payı milli gelirin içerisinde yüzde 56 iken yüzde 32’ye düştü. Yani bu büyüme bizim büyümemiz değil Cengiz’lerin büyümesi. Bu büyümede özellikle son yıllarda tamamen emekçilerin emeğini ucuzlaştırarak sermayeye kar aktaran bir büyüme haline geldi. Örneğin, 2021 2. Çeyrekte %21,7 büyüme ücretlerin payının yüzde 35’den 32’ye düşürdü ama sermayenin payını 42’den 46’ya çıkardı. Dilimimiz küçülten büyümeyi biz ne yapalım? 

Eskiden de emekçiler hayat pahalılığı ile uğraşır, sürekli bir mücadele içerindeydi ama artık geldiğimiz nokta koca harflerle GEÇİNEMİYORUZ, BARINAMIYORUZ, ISINAMIYORUZ 

“Çalışma Hakkımızı Alacağız Fişlerinizi Yırtacağız!”: Kent Emekçileri Dayanışması’ndan Açıklama

Kamuya atanacaklar için güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasını zorunlu hale getiren kanun teklifinin kapsamı genişletilerek AKP ve MHP oylarıyla yasalaşmasının üzerine Kent Emekçileri Dayanışması bir açıklama yayınladı. “Milyonlarca genç işsizken kamuya kendiniz gibi iş takipçisi pudra şekercileri doldurmanıza izin vermeyeceğiz” denilen açıklamada en büyük güvenlik sorununun halkın geçim derdi olduğu vurgulandı.

Açıklamanın bütününü aşağıda yayımlıyoruz.

Dün TBMM Genel Kurulu’nda, AKP’nin ve ortaklarının defalarca çıkarmaya çalıştığı fişleme kanunu teklifi (tam adı “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanun Teklifi”) kabul edildi. 

 Fişleme Kanunu’nun temeli, 15 Temmuz sonrası OHAL sürecinde çıkarılan 29 Ekim 2016 tarihli 676 sayılı KHK ve 6 Ocak 2017 tarihli 680 sayılı KHK ile atılmıştır. Yapılan iki düzenleme ile kamuda ve kamu iktisadi teşebbüslerindeki kadrolu ve sözleşmeli personel istihdamında, güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırılması getirilmiştir. Anayasa Mahkemesi güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasını masumiyet karinesi ihlali ve kişisel verilerin korunması hakkına aykırı olduğu gerekçesiyle yürürlükten kaldırmıştır. 

 AKP’nin topluma dayattığı mevcut düzenlemede, ise arşiv araştırması, memuriyete alım ve kamu atamalarında genel bir usul olarak getirilirken; güvenlik soruşturması, milli güvenliği ilgilendiren kurumlarda işe alımlarda yapılacak bir uygulama olarak düzenlenmektedir. 

 Burada sorumuz şudur: Kimin güvenliği? Milyonlarca insan işsizken, kamuda çalışmayı, yandaşlarına pazarlayanların mı?   

Üniversiteli işsiz oranı yüzde 30’a dayanmışken kısıtlı kadrolara bile kendi “pudra şekerci” insanları atayabilmek için kurulmuş bir düzen bu

 Uyarıyoruz! En büyük güvenlik sorunu halkın geçim derdidir! Hep söylediğimiz gibi: Ekmek Yoksa Barış da Yok! 

 Fişleme Kanunu, AKP ve ortaklarının kamuyu çitleme harekâtının en dışlayıcı adımlarından biridir. Kamusal alanı otoriter, tekçi, faşizan bir anlayışla şekillendirme arzusunun net ifadelerinden biridir. 

 Kanuna son anda eklenen bir düzenleme ile kamuya atanacak öğretmenlerin de güvenlik soruşturması geçirecek olması tam bir aymazlık, pervasızlık örneğidir.  

 12 Eylül Darbesi’yle topluma giydirilmeye çalışılan deli gömleğinin terziliği misyonunu, bugün AKP ve ortakları devralmıştır. 12 Eylül’de bile varlığı bilinmesine rağmen açıktan kabul edilmeyen uygulama şimdi yasalaşmıştır. 

Fişleme Kanunu, eşit vatandaşlık ilkesinin kağıt üzerindeki son kalıntılarının da köküne kibrit suyu dökerek bu misyonu sürdürmektedir. Bu zihniyet “pudra şekerciler” dışındaki herkesin kamuda çalışma hakkını elinden almaktadır. O kamu ki; bu ülkenin emekçilerinin yarattığı değer ile ayakta durmaktadır.  

 Pandemi sarsıntılarıyla katmerlenen ekonomik kriz koşullarında milyonlarca insan bir yandan halk sağlığı mücadelesi bir yandan geçim mücadelesi vermektedir. Es kaza iş bulabilenler nakdi sefalet ücreti ile ücretsiz izindeyken; pandemiye işsiz girenler ve kayıt dışı çalışanlar açlıkla sınanmaktadır. Kod-29 uygulaması zulüm halini almıştır. 

 Bu koşullarda, bir de Fişleme Kanunu ile çalışma hakkımızın elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz! Kamuda çalışma kriterinin iktidara yandaşlık olmasını kabul etmeyeceğiz! 

 Demokratik, meşru mücadele yürüten arkadaşlarımız hakkında tuttuğunuz bütün fişleri yırtıp atacağız!