İmdat Freni

“Çalışma Hakkımızı Alacağız Fişlerinizi Yırtacağız!”: Kent Emekçileri Dayanışması’ndan Açıklama

Kamuya atanacaklar için güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasını zorunlu hale getiren kanun teklifinin kapsamı genişletilerek AKP ve MHP oylarıyla yasalaşmasının üzerine Kent Emekçileri Dayanışması bir açıklama yayınladı. “Milyonlarca genç işsizken kamuya kendiniz gibi iş takipçisi pudra şekercileri doldurmanıza izin vermeyeceğiz” denilen açıklamada en büyük güvenlik sorununun halkın geçim derdi olduğu vurgulandı.

Açıklamanın bütününü aşağıda yayımlıyoruz.

Dün TBMM Genel Kurulu’nda, AKP’nin ve ortaklarının defalarca çıkarmaya çalıştığı fişleme kanunu teklifi (tam adı “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanun Teklifi”) kabul edildi. 

 Fişleme Kanunu’nun temeli, 15 Temmuz sonrası OHAL sürecinde çıkarılan 29 Ekim 2016 tarihli 676 sayılı KHK ve 6 Ocak 2017 tarihli 680 sayılı KHK ile atılmıştır. Yapılan iki düzenleme ile kamuda ve kamu iktisadi teşebbüslerindeki kadrolu ve sözleşmeli personel istihdamında, güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırılması getirilmiştir. Anayasa Mahkemesi güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasını masumiyet karinesi ihlali ve kişisel verilerin korunması hakkına aykırı olduğu gerekçesiyle yürürlükten kaldırmıştır. 

 AKP’nin topluma dayattığı mevcut düzenlemede, ise arşiv araştırması, memuriyete alım ve kamu atamalarında genel bir usul olarak getirilirken; güvenlik soruşturması, milli güvenliği ilgilendiren kurumlarda işe alımlarda yapılacak bir uygulama olarak düzenlenmektedir. 

 Burada sorumuz şudur: Kimin güvenliği? Milyonlarca insan işsizken, kamuda çalışmayı, yandaşlarına pazarlayanların mı?   

Üniversiteli işsiz oranı yüzde 30’a dayanmışken kısıtlı kadrolara bile kendi “pudra şekerci” insanları atayabilmek için kurulmuş bir düzen bu

 Uyarıyoruz! En büyük güvenlik sorunu halkın geçim derdidir! Hep söylediğimiz gibi: Ekmek Yoksa Barış da Yok! 

 Fişleme Kanunu, AKP ve ortaklarının kamuyu çitleme harekâtının en dışlayıcı adımlarından biridir. Kamusal alanı otoriter, tekçi, faşizan bir anlayışla şekillendirme arzusunun net ifadelerinden biridir. 

 Kanuna son anda eklenen bir düzenleme ile kamuya atanacak öğretmenlerin de güvenlik soruşturması geçirecek olması tam bir aymazlık, pervasızlık örneğidir.  

 12 Eylül Darbesi’yle topluma giydirilmeye çalışılan deli gömleğinin terziliği misyonunu, bugün AKP ve ortakları devralmıştır. 12 Eylül’de bile varlığı bilinmesine rağmen açıktan kabul edilmeyen uygulama şimdi yasalaşmıştır. 

Fişleme Kanunu, eşit vatandaşlık ilkesinin kağıt üzerindeki son kalıntılarının da köküne kibrit suyu dökerek bu misyonu sürdürmektedir. Bu zihniyet “pudra şekerciler” dışındaki herkesin kamuda çalışma hakkını elinden almaktadır. O kamu ki; bu ülkenin emekçilerinin yarattığı değer ile ayakta durmaktadır.  

 Pandemi sarsıntılarıyla katmerlenen ekonomik kriz koşullarında milyonlarca insan bir yandan halk sağlığı mücadelesi bir yandan geçim mücadelesi vermektedir. Es kaza iş bulabilenler nakdi sefalet ücreti ile ücretsiz izindeyken; pandemiye işsiz girenler ve kayıt dışı çalışanlar açlıkla sınanmaktadır. Kod-29 uygulaması zulüm halini almıştır. 

 Bu koşullarda, bir de Fişleme Kanunu ile çalışma hakkımızın elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz! Kamuda çalışma kriterinin iktidara yandaşlık olmasını kabul etmeyeceğiz! 

 Demokratik, meşru mücadele yürüten arkadaşlarımız hakkında tuttuğunuz bütün fişleri yırtıp atacağız!