Belçikalı olduğunu iddia ediyor, adının Jacques Mornard olduğunu söylüyordu. Katalonyalıydı ve adı Ramon Mercader’di, koluna kumanda eden ise Stalin’di.
22 Ağustos 1940’ta bir dağcı kazması 1937’den beri Meksika’da mülteci olarak yaşayan Lev Troçki’nin kafasını parçalıyordu. Katil polise verdiği ifadede isminin Jacques Mornard olduğunu ve Belçika vatandaşı olduğunu beyan ediyordu. Cinayetin faili olmakla birlikte tek örgütleyicisi değildi. Troçki’nin müstakbel katili, genç Troçkist Sylvia Ageloff ile ilişkisi sayesinde ünlü sürgünün güvenliğinden sorumlu olanların güvenini kazanmayı başarabilmişti. Frank Jacson ismiyle Coyoacan’daki (Mexico’nun bir varoşu) tahkim edilmiş eve defalarca kabul edilmişti.
İlk suikast girişimi cinayetten birkaç ay önce başarısızlığa uğramıştı. 24 Mayıs 1940 günü sabaha karşı 4’te yirmi kişilik bir komando timi ikametgâha girmeyi başarmıştı: Troçki’nin yatak odasını makineli tüfeklerle taramış, iki yangın el bombası atıp bir de zaman ayarlı bomba bırakmışlardı. Mucize eseri ölen ya da yaralanan olmamıştı. Troçki’yle eşi kendilerini yatağın altına atmışlar, torunları Sieva da saldırıdan aynı şekilde kurtulmuştu.
Stalinci basın öfkeden deliye dönmüştü ve Troçki’nin kendinden söz ettirmek ve Meksika Komünist Partisi ve Stalin’e iftira atmak için bizzat tezgahladığı bir düzmece suikast tezini yaymaktaydı. Olaylardan bir ay sonra çoğu KP üyesi ve İspanya gazisi otuz kişi demir parmaklıkların arkasındaydı. Cinayet teşebbüsünün sorumlusu firardaydı: Bahsedilen kişi Troçki’nin 1928’den beri GPU için çalıştığını düşündüğü İspanya’da albay rütbesiyle savaşmış olan ünlü ressam David Alfaro Siqueiros’tu.
Soruşturma daha sonraları Siqueiros ile Franck Jacson’un birbirlerini İspanya’dan beri tanıdıklarını kanıtlayacaktı.
Franck Jacson’un Kimliği
Peki, bu Franck Jacson kimin nesiydi? Hakiki kimliğini çözmek on yıla yakın zaman alacaktı. Cebinde eyleminin saiklerini açıklayan bir mektup bulunmuş olmalıydı: Düş kırıklığına uğramış bir Troçkist olarak, güya Troçki’den ve Troçki’nin onu sabotajlar düzenlemek, Kızıl Ordu’nun moralini bozmak ve Stalin’i öldürmeyi denemek üzere SSCB’ye gönderme teklifinden tiksinmiş olacaktı. Sözümona bütün bunları başarmak için büyük bir ulusun desteğine sahip oluyor olacaktı (Söz konusu büyük ulus ABD idi zira Alman-Sovyet Paktı nedeniyle Troçki’nin artık Hitlerci bir ajan olması mümkün değildi).
Tüm bu suçlamalar çeşitli KP’ler tarafından kırk yıla yakın bir süre tekrarlandı. FKP yöneticisi Léo Figuères 1969’da yayımlanan Troçkizm, Şu Anti-Leninizmadlı kitabında hâlâ aynı suçlamalara başvuruyordu. Katilin fotoğrafları basında yayımlandığında birçok İspanya gazisi (çoğu Meksika’ya sığınmıştı) komünist militan Ramon Mercader’i tanır gibi oldular. Buna karşın, bundan kesin emin olmak için 1950’yi beklemek gerekecekti: Avrupa’da yapılan bir kongreyi fırsat bilen Meksika hükümetinin bir kriminoloğu konuyu araştırmak için İspanya’ya gitti. Jacson’un parmak izlerini 1935 Haziran’ında tutuklanan genç Katalan komünist Ramon Mercader’inkilerle karşılaştıracaktı: parmak izleri aynıydı.
Stalin’in ölüm yılı olan 1953’te, tüm resmi belgelerde Jacson-Mornard ismi yerini Mercader’e bırakıyordu. Katilin annesi Caridad Mercader, Komintern’e bağlı Katalonya Birleşik Sosyalist Partisi’nin pek gözde bir militanıydı. GPU’ya o dönemde İspanya’da görev yapan geleceğin Macar Stalinist yöneticisi Gerö tarafından alınmıştı. Onun aracılığıyla, güven uyandırmayan Sovyet diplomatlarının ve şüpheli militanların fiziki tasfiyesinde uzman GPU generali Leonid Eitingon’un metresi oldu. Ramon Mercader Meksika’da yasanın imkân tanıdığı en ağır ceza olan yirmi yıla çarptırıldı. 1960 yılında hapisten çıktığında Küba üzerinden Çekoslovakya’ya ve oradan da “Sovyetler Birliği Kahramanı”ilan edilip “Lenin Nişanı”ile taltif edileceği Moskova’ya gitti. On sekiz yıl boyunca olup bitenler hakkında tek kelime etmeden 1978’de Moskova’da toprağa verildi.
Stalin’in Emri
Stalin’in cinayetteki amir rolü bugün Sovyet yöneticileri ve FKP dahil herkes tarafından teslim edilmekte. Meksika KP’nin eski yöneticisi Valentin Campa 1978’de anılarını yayımlıyordu. Anılarını 1940’tan başlatıyordu çünkü partisinin cinayetin hazırlanmasına katılışından bahsetmeye pek hevesli değildi. Humanité’nin [FKP’nin günlük yayın organı] 26 ve 27 Temmuz 1978 tarihli sayıları bu anılardan Campa’nın Troçki’yi öldürme emrini verenin Stalin’in ta kendisi olduğunu teyit ettiği birkaç pasaj yayımladı. Ne var ki bu daha önce bilinmeyen bir şey ifşa etmiyordu: Özellikle de başlıca tertipçinin kim olduğunu söylemiyordu. İşin ironik yanı belgeyi sunma görevi kıdemli Stalinist Georges Fournial’e düşmüştü. Oysa “genç ilkokul öğretmeni Georges Fournial”Troçkist basın tarafından 1938 Şubat’ından beri GPU ajanı olarak teşhir edilmekteydi: O tarihte Meksika’da Eğitim Emekçileri Enternasyonalini temsil etmek üzere daha yeni altı ay izne ayrılmıştı…
Her şeye rağmen eski tüfekler Valentin Campa sayesinde sevgili yöneticilerinin yalnızca yalancı değil aynı zamanda katil olduğunu da öğrenebilmiş oldular.
Yakın tarihte bir Stalin biyografisi kaleme almış olan SSCB Askeri Enstitüsü Başkanı General Volgokonov’un Troçki üzerine Moskova’da yayımlamaya hazırladığı kitap (*) apayrı bir önemi haiz. Volgokonov La Stampamuhabiriyle yaptığı söyleşide (26 Temmuz 1990) aralarında Troçki, Stalin ve NKVD arşivlerinin de yer aldığı çok sayıda arşivde çalışma imkânı bulduğunu ve elinde Troçki’ye ilişkin kırk bin belge, binlerce fotoğraf ve onlarca tanıklıktan oluşan mevcut en zengin bölge koleksiyonunu bulundurduğunu söylüyor. Volgokonov bunların bazılarını, özellikle de Stalin’in ve onun yanı sıra Voroşilov’un, Molotov’un ve Ordjonikidze’nin imzalarını taşıyan Eylül 1933 tarihli Troçki’yi öldürme emrini –ki bu emir 1934’te yenilenecekti– yayımlayacak (**).
Volgokonov, (Caridad Mercader ile metres ilişkisi yaşayan GPU generali) Eitingon’un emrinde çalıştığı suikastın baş tertipçisinin kimliğini de nihayet açıklayacak (***). Bu adam 85 yaşında ve Hruşçov’un inisiyatifiyle ömrünün on beş yılını hapiste geçirmiş. Volgokonov bu kişiyi konuşturmayı başarmış. Troçki’yi öldürme konusunda ilk karar 1931 Eylül’ünde alınmıştı fakat bu genel nitelikteki bir karardı. Oysa 1934’te Troçki’nin izini sürmek için özel bir grubun görevi yalnızca Troçki’nin değil yurtdışındaki tüm siyasi hasımların tasfiyesiydi. NKVD denilen ahtapotun kolları her yere uzanıyordu. Bu, Stalin rejimine karşı mücadele eden sürgünlerle savaşmak için oluşturulmuş gizli servis içinde bir gizli servisti. Bu sürgünler Stalin için tehlikeliydi çünkü çok fazla şey biliyorlardı.
“Bir Trajikomedi”
Troçki’nin kişiliğinin birçok yönüne (özellikle de ta yirmili yıllarda başlayan anti-Stalinizmine) hayranlığını gizlemeyen Volgokonov, Gorbaçovcu düşünceye sadık kalarak Troçki’ye önemli bir sitemde bulunur: “O yanlış bir büyük fikrin, dünya devrimi fikrinin esiri olmuştu. Ölümünden bir hafta önce dahi dünya devriminin zaferine inandığını yazıyordu”. Doğru söze ne denir General yoldaş; Troçki’nin, ayrıca bir sonraki kitabınızın konusu Lenin’le de paylaştığı böyle utanılacak bir zaafı vardı. Buna karşılık Stalin daha 1935’te Roy Howard’a SSCB’nin dünya sosyalist devrimini yüreklendirebileceği düşüncesinin “trajikomedi”den başka bir şey olmadığını söylüyordu. Bugün özgürce yazabilmenin sevincini yaşıyorsanız ve Stalin’in emsalleri Avrupa’nın hemen her yanında temizlendiyse eğer, bunun trajikomik “yanlış büyük fikrin”hâlâ kendinden söz ettirmeye devam ettirmesi nedeniyle olduğunu gün gelir belki anlarsınız.
Dipnotlar
(*) Troçki: Ölümsüz Devrimci başlıklı kitap Moskova’da 1991 yılında yayımlandı. Kitabın İngilizce çevirisi: Dimitri Volgokonov, Trotsky The Eternal Revolutionary, HarperCollins Publishers, Londra, 1996. (ç.n.)
(**) Volgokonov’un Sovyet arşivlerini kaynak göstererek aktardığı bilgiye göre Troçki’nin siyaseten ve fiziken tasfiyesine ilişkin ilk karar, Troçki’nin SBKP Politbürosuna 27 Nisan 1931’de kaleme aldığı bu mektupta Troçki İspanyol Devrimi’nin başarısının güçlü bir komünist partisinin inşasına bağlı olduğunu, birleşik işçi cephesini kurmak için komünistlerin birliğini sağlama görevinin resmi komünist partisine ve dolayısıyla Komintern yani SBKP önderliğine düştüğünü belirtmekte, Bolşevik Parti’nin 1917’deki tutumunu hatırlatmaktaydı. Troçki ayrıca devrimin başarısızlığının faşist bir rejimin kuruluşuyla sonuçlanacağı uyarısında bulunmakta, başarısının ise uzun sürecek kriz koşullarında dünya işçi hareketi için geniş imkânlar sunacağına vurgu yapmaktaydı [mektubun tam metni için bkz. Komünist Safları Birleştirin, Lev Troçki, İspanyol Devrimi (1931-1939), Yazın Yayıncılık, İstanbul, 2000 içinde s.102-104]. Stalin daktiloyla yazılmış mektubun üzerine kırmızı mürekkeple şu notu düşmüştü “Molotov, Kaganoviç, Postişev, Sergo, Andeev, Kuybişev, Kalinin, Voroşilov, Rudzutak dikkatine. Troçki denilen bu cani çete reisi Menşevik şarlatanın kafasına Komintern İcra Komitesi aracılığıyla vurulmalıdır. Bu adam haddini bilmelidir.” Not, Politbüro üyelerinin tamamına gönderilmemişti. Alıcılar arasında Politbüro üyesi Kirov ile aday üyeler Mikoyan, Petrovski ve Çubar yer almazken, artık aday üye olmayan Parti Denetim Komisyonu Başkanı Andeev bulunmaktaydı. Notun gönderildiği üyelerin çoğu Stalin’i onaylamakla yetinirken, Molotov daha uzun bir kayıt düşüyordu: “Hiçbir yanıt verilmemesini öneriyorum. Şayet Troçki bu mektubu yayımlayacak olursa yoldaş Stalin’in önerileri doğrultusunda bir cevap verilmelidir.”Politbürodan cevap çıkmaması üzerine Troçki bu mektubu Muhalefet Bülteni’nin Mayıs-Haziran 1931 sayısında yayımlayacaktı. (Volgokonov, a.g.e., s. 438-439. Vongokolov’un anılan kitabının 437-469. sayfalarında Mayıs 1931’de alınan infaz kararının 20 Ağustos 1940’ta uygulanmasına kadar geçen dokuz yıllık dönemdeki gelişmelerin ayrıntılı bir anlatımını bulmak mümkündür) (ç.n.)
(***) Söz konusu NKVD üst düzey yöneticisi Pavel Sudoplatov’dur. Daha önceki suikast girişimlerinin başarısızlığı üzerine Stalin, Sudoplatov’u Mart 1939’da makamına çağırarak Troçki’yi öldürme emrini bizzat kendisi vermiştir. Sudoplatov operasyonu planlayarak Moskova’dan yönetmiştir. Troçki’yi önce Trükiye’de ve ardından Fransa’da elinden kaçıran ekibin sorumlusu Yagoda ise Moskova Duruşmalarında Savcı Vişiniski tarafından totaliter bürokratik mantığı bütün çıplaklığıyla sergileyecek şekilde “Sağ Troçkist Blok”üyesi olmakla suçlanmış ve 1938’de kurşuna dizilmiştir (a.g.e., s. 443-445). (ç.n.)
Çeviri ve Notlar: Osman S. Binatlı
Kaynak: La Gauche, 19 Eylül 1990.
Kapak Fotoğrafı: Cinayetten sonra Ramon Mercader Polis Karakolunda 27 Ağustos 1940 (Tüm fotoğraflar: AP)