İmdat Freni

Kolombiya Halkıyla Dayanışma – IV. Enternasyonal

Duque Hükümetinin Kolombiya Halkına Karşı Yürüttüğü Katliam Durdurulmalı!

2019’da Ekvador ve Şili’de meydana gelen görkemli ayaklanmaların ardından, şu anda Kolombiya halkının büyük bir isyanına tanık oluyoruz. Geçen Pazar günkü kısmi zaferin – hükümetin vergilere ilişkin karşı-reform planını geri çekmesinin ardından – Kolombiya halkı, Duque hükümetinin uyum planına karşı sokaklara çıkmaya, rejimin baskıcı ve yozlaşmış karakterine son vermek için mücadele etmeye devam ediyor.

Bağlam

Pandemi krizinin tam ortasında, Iván Duque hükümeti, aslen en zenginlerin lehine olacak biçimde halküzerindeki vergileri artırmayı amaçlayan bir vergi reformu başlattı. Hükümet, Kolombiyalıların muazzam yoksullaşmasına ek olarak, günde 500 ölümü ve toplamda 70.000 ölümü görmezden gelerek bu tasarıyı başlatmak için sağlık krizinden faydalandı.

Hareketin gelişimi

Bu durumla karşı karşıya kalan toplumsal hareketlerin örgütleri, bu vergi reformunu durdurmak için 28 Nisan’da ulusal grev çağrısında bulundu. Orta ölçekli kasabalar da dahil olmak üzere ülke çapında kitlesel seferberlikler meydana geldi ve yalnızca maaşlı işçileri değil, aynı zamanda kayıt dışı işçileri, işsiz gençleri, kadınları ve mahalle sakinlerini de bir araya getirdi. Hükümet her zamanki gibi karşılık verdi: halka karşı acımasız bir şiddet uyguladı.

Halk seferberliğinin kapsamı ve gücü, diğer etkenlerin yanı sıra, vergi reformunun münferit bir şey olmaması gerçeğinden kaynaklanmaktadır; bu, son aşamada Kolombiya halkının direnişiyle karşılaşan mevcut hükümetin ve önceki hükümetlerin neoliberal politikalarının doruk noktasıdır. Bu meşru bir mücadeledir, gücün tüm suiistimallerine ve en temel hakların tarihsel gerilemesine karşı birikmiş bir öfkedir.

Topluma karşı saldırı

On yıllardır Kolombiya, ekonomik politikaları temelde özel bankaları ve büyük şirketleri kontrol eden ekonomik gruplara kamu parası transfer etmeye ve nüfusları yerinden eden, toprağı mahveden ve suyu ve biyolojik çeşitliliği kirleten maden çıkarma endüstrilerinin yatırımlarını kabul etmeye indirgenmiş hükümetlere sahipti. Bu politikanın sosyal sonuçları yıkıcı oldu: işsizlik tarihi seviyelere ulaşıyor ve uyum planı kapsamında kamu sektörü çalışanlarının önemli bir bölümünün yakın gelecekte işten çıkarılması tehdidi söz konusu. Hükümetin onayladığı mali spekülasyonun bir sonucu olan hane halkı borçlarının durumu aşikar. Ve liste böyle uzayıp gidebilir.

Barış anlaşmalarına uyulmaması

Buna, toplumsal hareketlerin liderlerinin günlük olarak cinayete kurban gitmesi, köylü ve yerli halkların uyuşturucu mafyasının katliamına uğraması eşlik ediyor – çünkü Havana’da 2016’da imzalanan barış anlaşmalarında kararlaştırıldığı gibi, yasadışı mahsul üretiminin yerine  gönüllü ikame planını uygulamak istiyoryerli halklar. Mafyayı durdurmak için hiçbir şey yapmayan ordunun tam bir suç ortaklığı söz konusu; bu sırada hükümet ise müdahale etmek yerine bu bölgelere glifosat püskürtmekle meşgul.

Yıkıcı bir Pandemi Yönetimi

Salgının yönetimi bundan daha felaket olamazdı.

  1. Büyük ilaç şirketlerine koşulsuz bir destek sağlanıyor. Bu desteği Dünya Sağlık Örgütü’nün patent hakkının geçici iptaline ilişkin önerinin getirildiği uluslararası tartışmalarında; aşılar için ne kadar ödeme yapıldığına dair gizliliğin kabulü konusunda ve aşılamadan kaynaklanan hastalıkların meydana gelmesidurumunda mağdurların yasal tazminat elde etmek için hukuki başvuru yapamamaları konusundaki anlaşmada görebiliriz.
  2. IMF’ye ve risk derecelendirme kuruluşlarına kamu borcunu ödeme koşullarına koşulsuz saygı gösteriliyor ve bu borç-doğa takası olasılığının açılması noktasına kadar geliyor.
  3. Kayıt dışı işlerle geçinen ve işsizliğe sürüklenen milyonlarca Kolombiyalının sorunlarını çözmek için kamu kaynağı yeterli değil; bu koşullar onları bir pandeminin ortasında sokağa dökülmeye zorluyor; üstelik özelleştirilmiş sağlık sistemi insanları kaderlerine terk etmiş durumda – 46 milyonluk bir nüfustan sadece 4 milyon kişi aşılanmıştır.
  4. Yoksulluktaki artış endişe verici. Resmi istatistikler bugün yoksulluğun nüfusun % 60’ına ulaştığını kabul ediyor ve bunun trajik bir sonucu var: Covid-19’un neden olduğu toplam ölüm sayısının üçte ikisinden fazlası nüfusun en yoksul kesimleri arasında yer alıyor.

Büyük bir zafer ama mücadele devam ediyor

Otuzdan fazla insanın öldüğü ve yüz kişinin askeri güçlerin ellerinde kaybolduğu dört günlük devasagösterilerin ardından 2 Mayıs Pazar günü, halk hareketi çok önemli bir zafer kazandı. Hükümet başkanı, sağcıDuque televizyona çıkıp hareketi durdurmak için gerici vergi reformu projesinin geri çekildiğini duyurmak zorunda kaldı.

Kapitalist saldırı durmaz, halk direnişi de durmaz

Kolombiya halkı direndi ve bu büyük zaferin verdiği cesaretle direnmeye devam ediyor. Şimdi mesele, Duque’nin paquetazo’sunu, yani vergi reformuna ek olarak, daha da özelleştimeci bir sağlık reformunu, bir çalışma reformunu ve emekli maaşlarına ilişkin bir diğer reformu içeren paketini durdurma meselesidir… Tüm bunlar emekçilerin haklarını daha da kısmayı hedefliyor ve ulusötesi finans kapital tarafından IMF ve risk derecelendirme kuruluşları aracılığıyla talep ediliyor. Bu ise, reformların reddedilmesinin, ülkenin karşı karşıya olduğu insani trajediyi çözmek için bütçe kaynaklarına sahip olmak için acil bir tedbir olarak kamu borcunun derhal askıya alınması sloganıyla bağlantılı olması gerektiği anlamına geliyor.

Direniş bölgesel meclisler şeklini alıyor. Bu da mücadelelerin toplumsal tabanını genişletmek, onları daha iyi koordine etmek, demokratikleştirmek ve her şeyden önce tüm toplumsal kesimlerin temel taleplerini bir araya getiren geniş bir ulusal platform geliştirmek için muhteşem bir fırsat oluşturuyor. Bu mücadele konularını şöyle sıralayabiliriz: ülkede ne yazık ki yinelenen kadın cinayetlerine karşı kadınların mücadeleleri, yasadışı ürünlerin gönüllü ikamesi başta olmak üzere barış anlaşmalarına saygı, toprak hakkı ve onurlu bir iş hakkı talepleri, doğanın ekososyalist bir bakış açısıyla savunusu.

Baskıcı güçlerin katliamlarını durdurun, toplumun militarizasyonuna son verin

Acil olarak, dayanışma eylemleri Silahlı Kuvvetler Genel Komutanlığı ve Başkan Duque’nin doğrudan emriyle, ulusal polisin ve onun özel birlikleri olan İsyan-karşıtı Mangaların – ESMAD- silahsız bir nüfusa karşı işlediği katliamı durdurmayı hedeflemelidir. Miting alanlarına gelip protestoculara ve komşu mahallelere silah sıkıp, el bombası ve gaz atarak uluslararası insan hakları hukuku sözleşmelerini ihlal ediyorlar. Buna ek olarak,insanları özellikle de gençleri resmi – veya resmi işaretler bulunmayan- araçlara bindiriyorlar ve bu kişiler daha sonra ortadan kayboluyor. Geçtiğimiz 3 Mayıs gecesi, en büyük gösterilerin yapıldığı şehir olan Cali’nin mahallelerinde, şehri kuşattıktan sonra, meskenleri resmi helikopterlerden taradılar ve üzerlerine ateş bombası attılar.

Silahlı şiddetin insani bedeli

Meşru bir protestoya yönelik bu savaşçı muamele haksızdır. Kolombiya halkının bu hakkı kullanmak için katlandığı insani bedeli devasa çapta. Ölü, kayıp, yaralı ve adalete teslim edilenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Bu sistematik insan hakları ihlali, başkalarının yanı sıra Kolombiya’daki BM delegesi ofisi, Amerika Devletleri Örgütü adına Michelle Bachelet ve İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından kabul edildi. Şu an koşullar bu toplumsal protestoların dizginlenmemiş biçimde askeri düzeyde bastırılışına karşı insani bir çözümü gerektiriyor. Bu nedenle, ülkenin demokratik ve ilerici kesimleri tarafından halihazırda savunulmuşolan acil bir uluslararası gözlem misyonu önerisini destekliyoruz. Aynı zamanda, Duque hükümetinin soykırımcı ve baskıcı karakteri nedeniyle uluslararası mahkumiyet talebini de destekleyeceğiz.

Kolombiya gerici hükümetinin Amerika Birleşik Devletleri ile iç içe geçmişliğini biliyoruz ve bu, ülkede Amerikan askeri üslerinin kurulmasını yıllarca kolaylaştırdı. Bu üslerden başka ülkelere askeri operasyonlar planlanıyor, örneğin Mapuçe halkının meşru taleplerine karşı güney Şili’ye. Esasen de Venezuela sınırından bu ülkeye dönük bir askeri bir istilayı kolaylaştırmak için askeri saldırılar gerçekleştiriliyor. Duque, bölgedeki herhangi bir barış girişimini reddediyor ve Kuzey’deki efendisinin emirlerine boyun eğiyor.

Bu güncel olaylar karşısında Dördüncü Enternasyonal, Duque hükümetinin Kolombiya halkına karşı yürüttüğü katliama son vermek için toplumsal hareketlere ve devrimci, ilerici ve demokratik örgütleri dayanışmayıörgütlemeye ve insani bir çözüm için acilen ses çıkarmaya çağırıyor.

Zenginliklerin ve emeğin bölüşümü için, ekososyalist geçiş için, anti-kapitalist bir demokrasi için,

Kahrolsun Duque’nin katliamcı ve soykırımcı hükümeti!

IV. Enternasyonal Yürütme Bürosu

4 Mayıs 2021

Çeviri: Deniz Ateş

Kapak Görseli: Luisa Gonzales, Reuters