Otoriter Sağ, Şili’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 36 yaşındaki eski bir öğrenci aktivisti tarafından yenildi.
Gabriel Boric, Şili’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin belirleyici ikinci turunda faşist Pinochet destekçisi José Antonio Kast’ı mağlup etti. Büyük kalabalıklar, Allende yıllarının eski şarkısını söyleyerek şehirlerin meydanlarını dolduruyor: El Pueblo unido jamas sera vencido (“Birleşmiş halk asla yenilmez”). Kast’ın bir ay önceki seçimlerin ilk turunda Boric’i iki puan geride bırakmasına ve bazı anketlerin iki aday arasındaki oy farkının yakın olabileceğini öne sürmesine rağmen, Boric %55’in üzerinde bir oy alarak Kast’ın %44.5’ine karşılık seçimi kazandı.
İki tur arasında katılım oranı %45’ten %55’e yükseldi, bu da Boriç’in seçimlerin ilk turuna katılmak konusunda çekimser olan insanları harekete geçirebildiğini gösteriyor. Boric ilk tura kıyasla iki milyon daha fazla oy aldı ve ilk turda önde olanın her zaman ikinci turu da kazanacağı kaidesini bozguna uğrattı.
Kast, Sichel’in ana akım sağ partisinin oylarını ve tüm kampanyasını Amerika Birleşik Devletleri’nden yürüten başıboş işadamı Parisi’den çokça oy toplamayı başardı. 2019’da Bolivya’da yaşanandan farklı olarak, herhangi bir Trumpiyan kafa tutma olmayacak: hem Kast hem de Sichel, Boric ile kişisel telefon görüşmesi yapmayı kabul etmek zorunda kaldılar.
Gabriel Boric kimdir?
Gabriel Boric 36 yaşında, cumhurbaşkanlığına aday olmaya daha yeni hak kazandı. Şili’nin gelmiş geçmiş en genç ve en çok oy almış cumhurbaşkanı olacak. Mapuçe yerli dilini kullanarak başladığı zafer mitinginde ve Twitter’da yaptığı ilk açıklama şöyle:
Biz birliğiz. Biz umuduz. Birleştiğimizde daha büyüğüz. Bir tarihsel devir değişikliği ile karşı karşıyayız. Daha ileri gidelim… Sadece sarayın dört duvarı arasında çalışmayacağız… Halk cumhurbaşkanlığı sarayına girdi.
Konuşmasında, çok tartışılan yeni bir bakır madeninin çevresel etkisi nedeniyle engellenmesi çağrısını yineledi ve Allende tarafından 1973’te ifade edilen bazı sözleri kullandı.
Boric, uzak güney’deki Punta Arenas bölgesinden geliyor, Hırvat ve Katalan kökenli ebeveynlerinin oğlu. Hukuk okumak için Santiago’ya taşındıktan sonra kendini 2011’in büyük öğrenci eylemlerine attı. Öğrenci federasyonunun lideri oldu ve neticede geleneksel reformist Sosyalist ve Komünist Partilerin solundaki bir akımın parçası olarak milletvekili oldu.
İkinci kez seçildikten sonra, kemer sıkmaya ve özelleştirilmiş eğitim, refah ve emeklilik modeline karşı 2019’un kitlesel yükselişine katıldı. Şili devleti bu kitlesel harekete şiddetli bir baskıyla karşılık verdi – yüzlerce göstericiyi öldürdü veya sakatladı.
Önemli sayıda aktivist, Boric’in Başkan Pinera ile anayasa referandumu müzakerelerindeki rolüne karşı çıktı. Aynı zamanda, kendi siyasi partisinde bir bölünme yaşanıyordu. Buna rağmen, kurucu meclis için referandumu ve müteâkip seçimleri Sol kazandı. Kurucu meclise seçilen çoğu ilerici delege geleneksel reformist sol partilerin dışından geliyordu. Dünkü seçim zaferi solun bu ilerleyişini sürdürüyor ve Boric’in anayasal referandum stratejisini doğruluyor gibi görünüyor.
Yeni Kuşak
Boric, Pinochet döneminden geçişi yöneten, Sosyalist ve Komünist Partiler de dahil olmak üzere aşırı ılımlı Concertacion partilerine eleştirel yaklaşan bir siyasi kuşağı temsil ediyor. Geçiş, Pinochet’nin siyasi rolünü sona erdirmesine ve olumlu demokratik değişiklikler getirmesine rağmen, askeriyeyi tasfiye etmedi ya da işçi sınıfı karşıtı neoliberal iktisadi modeli temelden değiştirmedi.
Tüm solun adayı olabilmek için Boric’in Komünist Parti adayını ön seçimde yenmesi gerekti. Boric, İspanya’daki radikal sol grup Podemos ile ortaya çıkışından bu yana yakın temas halinde. Podemos’un ılımlı PSOE (İspanyol Sosyalist İşçi Partisi) ile koalisyon hükümetindeki mevcut yaklaşımı muhtemelen Boric’in bugünkü genel siyasetini yansıtıyor. Boric’in yaklaşımının olumlu bir özelliği, bazı Latin Amerika sol güçlerinin aksine, Ortega’nın Nikaragua’daki baskıcı rejimi gibi tek adam modelini kesin olarak reddetmesidir.
Boric’in zaferi, milyonlarca insana sosyal ve demokratik reformlar için çoğunluğu kazanabileceklerine dair güven verecek. İkinci turda kendisine destek sağlamak için ülke çapına yayılan binlerce siyasi aktivistin moralini güçlendirecek. Kurucu meclisteki ilerici çoğunluğun cumhurbaşkanlığı mevkiinde bir müttefiki olacak ve bu zafer yeni bir anayasa için gelecekteki oylamalarda Solu güçlendirecek.
Zaferin tüm Latin ve Orta Amerika üzerinde olumlu bir etkisi olacak. Peru, Bolivya ve Honduras’taki sol zaferler Şili’dekinden önce geldi ve Brezilya’da çok önemli bir seçim yaklaşıyor; anketler Lula’nın Bolsonaro’yu yenebileceğini gösteriyor. Yeni bir “pembe” dalga yükseliyor.
Önümüzdeki zorluklar
Seçimlere katılım oranı Şili tarihinde, şimdiye kadarki en iyi orandı, ancak hala seçmenlerin yüzde 45’i oy kullanmıyor, dolayısıyla siyasi sürece yabancılaşmış milyonlarca insan var. Faşistler ve ana akım sağ, hala kendilerine oy veren %45’i harekete geçirebilir ve bahsi geçen çekimserler havuzunda balık tutabilirler.
Şiddetli eşitsizlik ve yoksulluk Şili toplumunda yaralar açıyor. Yeni cumhurbaşkanının reformları bu problemi ciddi bir şekilde ele almazsa, sağcı popülistler kendilerine yeni bir destek kazanabilirler. Bolsonaro’nun, emekçilerin bir kesimini kendi demagojik siyasetine kazanmayı nasıl başardığını gördük. Aynı şekilde, Şili’de Mapuçe yerli azınlığına veya diğer Latin Amerika ülkelerinden gelen göçmenlere karşı ırkçılık, sağcılar tarafından yeni hükümete muhalefet oluşturmak için kullanılabilir.
Boric’in kendi koalisyonunu yönetmesi kolay olmayacaktır. Koalisyon içerisinden konumunu yumuşatmak veya radikalleştirmek için baskılarla karşılaşacaktır. Boric’in Convergencia Social adlı grubu hegemonik değil. Boric’in kendi siyasi akımı parlamentoda azınlık durumda, sağ ve merkezci siyaset ise değişimi engellemek ya da aksatmak için yeterli desteğe sahip.
Faşistler oyların yüzde 45’ini aldılar ve özellikle ordu ve polis içerisinde güçlü bir desteğe sahipler. Kapitalist egemenler, kolay kâr elde etme ve düşük vergi ödeme avantajlarını korumak için savaşacaktır. Seferberlik ve provokasyonları finanse etmek için de bol miktarda paraya sahipler. Boric sermayeye ve emperyalist çıkarlara karşı daha radikal meydan okumalara liderlik etmiş olsaydı, ABD ve CIA da yeni hükümetin ayağını kaydırmak için uğraşabilir, tarih tekerrür edebilirdi.
Boric, kapitalizmi devirme çağrısında bulunmuyor. Seçimin iki turu arasında, daha fazla merkez seçmeni yanına çekebilmek için, hukuk ve düzeni daha ciddiye alacağının ve yasadışı göçü kontrol altında tutacağının sinyallerini verdi. Corbyn gibi, Boric de uygulandığı takdirde toplumsal eşitsizliği azaltacak ve çalışan sınıflar için daha fazla iyileştirme için güven verecek, sosyal demokrat bir programa sahip.
Ancak, Corbyn’inkinde olduğu gibi, bu program da, güncel koşullarda sermayenin hükümranlığına bir meydan okumayı temsil ediyor. Şili’de çıkarlarını korumak isteyen kapitalistler, Boric’in reformlarını mahvetmek için ellerinden geleni yapacaktır. Faşist oyların gücü, bu kapitalist çıkarlara önemli bir politik zemin sağlıyor.
Boric’in siyasi projesi için kilit önemdeki mesele, 2019’da ortaya çıkan öz-örgütlenme deneyimini canlandırıp canlandırmayacağı ve daha fazla geliştirip geliştirmeyeceği olacaktır. Bir yandan, daha adil ve eşit bir toplum tasavvurunu desteklemek için sahip olduğu kurumsal gücü ve platformları kullanmalıdır. Bunu yaparken odak noktası neoliberal modelin en kötü yönlerini sonlandırmak olabilir. Örneğin, Şili’de eğitim ve sosyal devlet uygulamaları son derece sınırlandırılmış, emeklilik özelleştirilmiştir.
Diğer yandan ise, bu reformların uygulanabilmesi için halkın bunlara sahip çıkması gerekiyor. Boric’in, halkın geniş kesimlerini bu reformları biçimlendirme ve savunma aşamasına dahil etmesi gerekiyor. Her şeyi parlamentodaki müzakerelere bırakırsa, sağcı bir karşı-saldırı karşısında savunmasız kalacaktır.
Yerli halkları, çevrecileri, feministleri ve kurucu meclisteki farklı toplulukları temsil eden bağımsız örgütler arasında halihazırda devam eden anlaşmazlıklar var. Umuyoruz ki, Boric’in zaferi, solun bütününü müşterek bir siyasi projede bir araya getirmenin içerdiği bazı sorunların aşılmasına yardımcı olacaktır.
Gelecekte çeşitli zorluklar görünse de, bugün Şilili erkek ve kız kardeşlerimizin kutlamasına ortak olmalıyız. Başkan Allende’nin, ozan Victor Jara’nın, devrimci lider Miguel Enriquez’in ve Pinochet’ye karşı mücadelede ölen 30.000 eylemcinin anılarını onurlandırmalıyız. Onların, başka bir dünyanın mümkün olduğuna dair düşleri hala yaşıyor. Viva Chile! Viva el Pueblo!
20 Aralık 2021, https://anticapitalistresistance.org/left-victory-in-chile/
Çeviri: Önder Akgül, Emre Tansu Keten