İmdat Freni

Ustura Ağzında Kapitalizm (Birinci Bölüm)-Michel Husson

Bizim kuşağın deneyimi: Kapitalizm eceliyle ölmeyecek.

                                                                                         Walter Benjamin [1]

                                    Geleceğe gelince, görevin onu öngörmek değil ona imkân vermektir.

                                                                           Antoine de Saint-Exupéry [2]

Başlığı OECD’den ödünç alınan[3]bu katkı aslında (metaforu uydurmak adına) çok bıçaklı tıraş makinesine ilişkindir. Öncelikle eş zamanlı (senkronize) bir toparlanmanın menzil dışı olduğunu ve bu toparlanmanın alacağı biçimin ziyadesiyle toplumsal bir mesele olduğunu göstermeye çalışacağız.[4]

Virüs meyvenin içinde miydi?

Corona virüsü gelip sağlıklı bir bünyeye saldırmadı. Kapitalizm 2008 krizinden beri, alternatif bir modelin yokluğunda bir önceki krize yol açan ne varsa hemen hepsini yeniden üreten istikrarsız bir tarzda işlemekteydi. Yeni bir durgunluğun uyarı işaretleri birikmekteydi, küreselleşme artık ilerlemiyordu, üretkenlik artışları en düşük, özel firmaların borçluluğu ise en yüksek seviyedeydi vb. Bütün bunlar doğrudur, burada bunların üzerinde tekrar durmayacağız.

Ama yine de Frédéric Boccara ile Alain Tournebise’in yaptıkları gibi “Corona virüs krizin hızlandırıcısıdır, sebebi değil” demek mümkün müdür? Onlara göre, “ivme artıran ya da hızlandıran etken (virüs) ile sebebi (finansal aşırı birikim) ayırt etmek[5]” gerekecektir. Hemen hemen aynı tutuma Michael Roberts’de rastlanır: “Bu felaket sona erdiğinde hâkim iktisat ile yetkililerin, kapitalist üretim tarzına içkin kusurlarla, toplumun sosyal yapısıyla hiç ilgisi olmayan dıştürel (exogène) bir krizin söz konusu olduğunu iddia edeceklerine eminim: Hep virüsün yüzünden! (…) Covid-19 da tıpkı bu finansal çöküş gibi gerçekte bir yıldırım çarpması yani büyümesi kendi içinde ahenkli olan kapitalist bir ekonomiyi vuran sözüm ona bir “şok” değildir.[6]” Eric Toussaint ise şunu söylemekteydi: “Hayır, borsa rayiçlerindeki düşüşün sorumlusu Corona virüsü değildir.[7]

Öte yandan Marksizme sahip çıkan bu yazarlar kuşkusuz çok erken yazmışlardı (tarih Mart ayıydı). Ama bu refleks bu krizin özgüllüğünü hesaba katmaktaki zorluğu ortaya koymaktadır. Elbette, bir küresel salgının (pandemi) bizatihi mümkün olması üretimci tarımın ekosistemler üzerindeki etkilerine[8], kişilerin ve metaların gezegende bir uçtan bir uca yoğun dolaşımına göndermede bulunur. Ancak bu krizin “klasik” bir kriz olmadığı gerçeği değişmez. Dolayısıyla bu krizi ne klasik bir krizmiş gibi tahlil etmek, ne de bir önceki krizde yapılabildiği gibi “sonrası” için senaryolar öngörmek mümkündür.

Bu krizin daha önce görülmemiş başlıca ayırıcı niteliği bir sağlık kriziyle bir ekonomik krizin karantina şartlarında iç içe geçmesidir. Büyük Buhrandan (Çöküntü) sonra, IMF’nin terimini kullanacak olursak Great Lockdown[9], başka bir deyişle: Büyük Karantina. Geleneksel iktisatçıların pek sevdiği arz şoku ile talep şoku arasındaki sınıflandırma şayet vardıysa da anlamını yitirir. Bu ayrım ancak, iktisat öğrencilerinin çok aşina olduğu, bir arz eğrisinin bir talep eğrisini kestiği küçük klasik şema üzerinde akıl yürütüldüğü takdirde geçerlidir. Bu statik temsil sermayenin bir yeniden üretim süreci olan kapitalizmin gerçekliğine tekabül etmez ki bir “Nobel” iktisat ödülü sahibinin, Paul Krugman’ın[10]nasıl olup da arz ile talep arasındaki etkileşimleri “keşfeden” bir çalışmaya[11]hayranlık duyabildiğini gözlemlemek hayli tuhaftır.

Krizde … ve toparlanmada eş zamanlılık yitimi (desenkronizasyon)

Bu krizin temel ayırıcı niteliklerinden biri, ekonomiyi kırınıma uğratması, başka bir deyişle ekonominin farklı segmentlerini eşitsiz biçimde vurmasıdır. GSYH’deki gerilemenin küresel ölçümleri aslında çok farklılaşmış değişmelerin bir ortalamasından başka bir şey değildir. Bazı sektörler, özellikle temel ihtiyaç malları dışındaki perakende ticaret salt karantina önlemlerinden doğrudan etkilenirken, bazıları daha az etkilenmiştir. Fransız Ekonomik Konjonktürler Gözlemevi (OFCE) tarafından yapılan hesaplamalar[12]küresel ölçekte katma değer kaybının otel-lokanta işletmeciliği işkolunda %47’ye, tarımsal gıda endüstrisinde %7’ye ve kamu yönetiminde %3’e varacağını ortaya koymaktadır. Bir başka çalışma ise[13]faaliyetin en fazla gerilediği sektörlerin kaynaktaki, başka bir deyişle nihai talebe en uzak sektörler olduğunu belirlemektedir. Her şey sanki virüs nehrin akış yönünün tersine, denize döküldüğü yerden (“talep”) kaynağa (“arz”) geçerek, “kanalları (sektörleri) tırmanıyormuş” gibi cereyan etmektedir.

Demek ki hasar “hakkaniyetli bir şekilde” verilmemiştir. Örneğin, en fazla etkilenen hizmet sektörleri genellikle, uzaktan çalışmanın sıklıkla imkânsız olduğu, esnek sözleşmelerle düşük ücretli çok işgücü istihdam eden sektörlerdir. OECD’ye göre, işletmelerin üçte birinden fazlası üç aylık karantinadan sonra nakit sıkışıklığı sorunlarıyla karşı karşıya kalacaktır[14]. Destek önlemleri de (vergilerin ertelenmesi, borçların vadeye yayılması, ücretlerin kısmen üstlenilmesi) bu nedenle alınmaktadır. Ancak başka bir küçük nağme de duyulmaya başlar: Kriz ayakta kalmayı hak etmeyen “zombi” işletmeleri elemek için bir fırsat olmayacak mıydı? Hatta üç iktisatçı[15]bunların akıbetini bankaların tayin etmesini dahi önermiştir ki bu da onlara göre “zombi işletmeleri sübvanse etmeden, toplumsal olarak yaşayabilir işletmeleri koruyarak etkin bir elemeye” imkân verecektir.

Aynı çoktürellik (heterojenlik) ülkeler arasında görülür. OFCE’nin daha önce anılan çalışması GSYH’deki gerilemenin İspanya için %36’ya, Japonya için %12’ye vardığını göstermektedir. Ama burada değer zincirleri boyunca aktarımı hesaba katmak gerekir. Bir çalışma küresel tedarik zincirleri tarafından aktarılan şoklardan kaynaklanan GSYH azalmasını yaklaşık üçte bir olarak tahmin etmektedir. Bu azalma ortalama %31,5 olduğuna göre, “kendisi hiç karantina uygulamamış olan bir ülke, diğer ülkelerdeki karantinalar yüzünden GSYH’sinde ortalama %11 daralma yaşamış olacaktı[16]”. Ülke ülke akıl yürütmek işte bu nedenle mümkün değildir: Aşağıdaki infografik bu bakımdan özellikle aydınlatıcıdır. Fransa’da monte edilen araçların üretimine dahil edilen yabancı bileşenlerin kökenini ve değerini verir. “Eş zamanlı olmayan bir karantina-karantinanın kaldırılması bağlamında üretimi olanaksız kılan güçlü bir bölgesel bağımlılık (bileşenlerin %75’ten fazlası Avrupa’da üretilmektedir)” saptanmaktadır. “Zincirin bir noktasında üretimin durması üretimin geri kalanını felç etmekte ve sanayi, üretimde en ufak bir yavaşlamayı soğurmaya imkân vermeyen çok zayıf stok seviyeleriyle çalıştığı için bu çok daha hızlı olmaktadır.[17]

Üst sıra soldan sağa: Egzoz borusu, hava yastığı, direksiyon, radyatör; alt sıra soldan sağa: tekerlek, vites kutusu, koruyucu tampon

Virüs ve kıtlıklar Güney’i vuruyor

Avrupa’da vaka sayısı da ölüm sayısı gibi gerilemekte. Ama aynı şey, dünyadaki yeni vaka sayılarını veren aşağıdaki Şekilde görüldüğü gibi, başka bölgelerin, özellikle Latin Amerika’nın ve Asya’nın bir bölümünün nöbeti bir bakıma devralmış olduğu küresel düzeyde geçerli değil[18].

Salgının yayılma alanının bu şekilde genişlemesi halihazırda zaten, hammadde fiyatlarının düşmesi, sermaye kaçışı, ulusal para birimlerinin çökmesi, borçlanmada artış gibi mevcut krizin daha da ağırlaştırdığı korkunç ekonomik zorluklarla karşı karşıya olan çok sayıda ülkeyi vurmaktadır. Sadece bir örnek vermek gerekirse, Afrika ülkeleri borçlarının faiz ödemelerine kamu sağlığına ayırdıklarından daha fazla harcama yapmaktadır. Bütün bunlara bir de faaliyetlerin kesintiye uğramasının tetiklediği ve özellikle enformel sektöre yönelik tamamlayıcı gelirlerin yokluğunun daha da vahim hâle getirdiği bir gıda krizi ve toplumsal kriz eklenmektedir. STK Grain’in dediği gibi, milyonlarca insan açlık ile Covid-19 arasında seçim yapmaya zorlanmaktadır[19].

Virüsün farklılaşmış saldırısı dengeli bir toparlanmayı, başka bir deyişle tüm sektörlerin aynı anda ve aynı tempoda yeniden faaliyete geçeceği bir toparlanmayı göz önüne almayı olanaksız kılmaktadır.

«Ciddi bir krizin boşa gitmesine asla izin verme»

«Ciddi bir krizin boşa gitmesine asla izin verme»(Never Let a Serious Crisis Go to Waste), Obama’nın Beyaz Saray Genel Sekreteri Rahm Emanuel tarafından 2008’de net bir şekilde ifade edilen kural buydu. Bu diyordu “daha önce yapamayacağınızı düşündüğünüz şeyleri yapma fırsatıdır”. Ki bu, iyi bir davadan dolayı zihnindeydi: “Sağlık alanında olsun, enerji, eğitim, maliye, düzenleyici reform alanında olsun, çok uzun zamandan beri ertelediğimiz onca şey şimdi gündemde[20]”. Milton Friedman hemen hemen aynı şeyi söylüyordu: “Gerçek değişmeyi yalnızca – gerçek veya algılanan – bir kriz yaratır. O kriz meydana geldiğinde atılacak adımlar dolaşımda olan fikirlere bağlıdır[21]”.

Gerçekten de hakiki bir büyük değişmeye tanık olmaktayız. Devletler ve kurumlar tüm ilkelerinden bir anda vazgeçtiler; hatta tepkilerinin krizin boyutuna yaraşır düzeyde olduğu dahi söylenebilir. Devletler ve kurumlar sanki hayatlarımız onların kârlarından daha değerliymiş gibi davrandılar. Alınan risk şu kışkırtıcı olumlama ile ölçülür ve bu olumlamanın, ardından gelenlerden bağımsız olarak alıntılanmayacağı umulur. Ama şu can sıkıcı konu üzerinde ısrarla durmaya devam edelim: Ekonominin çok büyük bir bölümünde faaliyet durduruldu, gelirler çoğunlukla korundu ve bütçe ortodoksluğunun tüm kuralları terkedildi. Kuşkusuz, bu olumlamaları mutlak saymamak görelileştirmek gerekir: Çok sayıda ücretli işe gitmeye az çok mecbur bırakılmış, güvencesiz emekçiler, bazı esnaf ve zanaatkârlar gelirlerinin dibe vurmaya yüz tuttuğunu görmüştür. Yine de gerçek şu ki krizin etkilerini telafi etmek için hatırı sayılır meblağlar dökülmüştür. Ayrıca söylemeye gerek yok, krizin yönetimi bilançosu ve tüm sonuçları çıkarılması gereken muazzam işlev bozukluklarını da görünür kılmıştır. Bununla birlikte gerçek apaçık ortadadır: “Kapitalizm” artık-değer kaynaklarını geçici olarak kurutmayı, yetkililer ise tükürdüklerini yalamak zorunda kalmayı kabul etmiştir.

Ancak heterodoks politikaların bu uygunsuz benimsenişinde madalyonun bir de öbür yüzü vardır: Sırası geldiğinde açığı kapatmak için her şey yapılacaktır. Tam da bu nedenle, alınan önlemlerin şiddetinin kapitalizmin vazgeçtiklerine eşdeğer boyutta olacağı bir tepkiye hazır olmak gerekir. Hatta kapitalizme bir kişilik atfetme riskini göze alarak, çekmek zorunda bırakıldıklarının “intikamını almak” isteyeceği dahi söylenebilir. Gerçekten de bir “V” toparlanma olacaktır ama bu daha çok neoliberal politikaların toparlanması olacaktır. Gilbert Achcar krizin yükünü emekçilerin sırtına yıkma girişiminden bahsetmekte tamamıyla haklıdır: “Bu daha ziyade, neoliberal hükümetlerin şu anda üstlenilen devasa borç yükünü, tıpkı Büyük Durgunluk ertesinde yaptıkları gibi, işçilerin sırtına yükleme girişimleri olacaktır ki bu da Adam Tooze’un uyardığı gibi halkın satın alma gücünü ve harcama eğilimini azaltarak dünyayı mevcut sürekli durgunluğun önemli ölçüde kötüleşmesine sürükleyecektir.[22]

Türkçesi : Osman S. Binatlı


[1]Walter Benjamin, Paris, capitale du XIXe siècle : Le Livre des passages, cité par Razmig Keucheyan, La nature est un champ de bataille, 2018.

[2]Antoine de Saint-Exupéry, Citadelle, 1948.

[3]OECD, Economic Outlook, June 2020.

[4]A l’encontresitesindeki önceki katkılarda önerilen gelişmeleri sadece kısmen ele alıyoruz:« L’économie mondiale en plein chaos », 17 Mayıs 2020 ; « Rebond ou plongeon? », 29 Nisan 2020 ; « Sur l’inanité de la science économique officielle: de l’arbitrage entre activité économique et risques sanitaires », 14 Nisan 2020 ; « Le néo-libéralisme contaminé », 31 Mart 2020. Ayrıca bkz. « Une reprise économique « en V », vraiment? », Alternatives économiques, 3 Haziran 2020.

[5]Frédéric Boccara et Alain Tournebise, « Le coronavirus précipite la crise, il ne la cause pas ! », Les économistes atterrés, mars 2020.

[6]Michael Roberts, « It was the virus that did it », March 15, 2020.

[7]Eric Toussaint, « Non, le coronavirus n’est pas le responsable de la chute des cours boursiers », 4 mars 2020.

[8]Bu konuda bkz: Robert G. Wallace, Big Farms Make Big Flu: Dispatches on Infectious Disease, Agribusiness, and the Nature of Science, Monthly Review Press, New York, 2016 ; Sonia Shah, « Contre les pandémies, l’écologie », Le Monde diplomatique, mars 2020.

[9]IMF, The Great Lockdown, World Economic Outlook, April 2020.

[10]Paul Krugman, « https://twitter.com/paulkrugman/status/1246152855456755713… », twitter, 3 Nisan 2020.

[11]Veronica Guerrieri, Guido Lorenzoni, Ludwig Straub, Iván Werning, « Macroeconomic Implications of COVID-19: Can Negative Supply Shocks Cause Demand Shortages? », April 2, 2020.

[12]OFCE, « Évaluation de l’impact économique de la pandémie sur l’économie mondiale en avril 2020 », 5 Haziran 2020.

[13]Jean-Noël Barrot, Basile Grassi, Julien Sauvagnat, « Sectoral effects of social distancing », Mart 2020.

[14]Lilas Demmou et al., « Corporate sector vulnerabilities during the Covid-19 outbreak: assessment and policy responses », OECD, 5 Mayıs 2020.

[15]Olivier Blanchard, Thomas Philippon, Jean Pisani-Ferry, « A New Policy Toolkit Is Needed as Countries Exit COVID-19 Lockdowns », Peterson Institute for International Economics, Haziran 2020.

[16]Barthélémy Bonadio, Zhen Huo, Andrei Levchenko, Nitya Pandalai-Nayar, « The role of global supply chains in the COVID-19 pandemic and beyond », voxeu, 25 Mayıs 2020.

[17]Elie Gerschel, Robin Lenoir, Isabelle Mejean, « Coordonner le déconfinement de l’Europe, un enjeu économique fort », IPP, 5 Haziran 2020. İnfografik şu web sitesinden alınmıştır worldview. stratfor.com.

[18]Emma Reynolds and Henrik Pettersson, « Confirmed coronavirus cases are rising faster than ever », CNN, 5 Haziran 2020.

[19]Grain, « Des millions de personnes forcées de choisir entre la faim ou le Covid-19 », 19 Mayıs 2020.

[20]Rahm Emanuel, « You never want a serious crisis to go to waste », The Wall Street Journal, video, 18 Kasım 2008. Bu ifade ironik tarzda Philip Mirowski tarafından dikkate değer bir çalışmasına başlık olarak seçilmişti, Never Let a Serious Crisis Go to Waste, 2013, kitabın altbaşlığı ise manidardı: «Neoliberalizm Finansal Erimekten Nasıl Kurtuldu?» (How Neoliberalism Survived the Financial Meltdown).

[21]Milton Friedman, Capitalism and Freedom, 1962.“Only a crisis—actual or perceived—produces real change. When that crisis occurs, the actions that are taken depend on the ideas that are lying around.”

[22]Gilbert Achcar, « Auto-extinction du néolibéralisme ? N’y comptez point », A l’encontre, 30 Nisan 2020. http://imdatfreni.org/neo-liberalizm-kendi-kendini-yok-eder-mi-hic-guvenmeyin-gilbert-achcar/