İmdat Freni

Vedat Türkali ve İşçiler: İki Film Birden – Kubilay Aksun

Salkım salkım tan yelleri estiğinde
Mavi patiskaları yırtan gemilerinle
Uzaktan seni düşünürüm 
İstanbul
Binbir direkli Halicinde akşam
Adalarında bahar
Süleymaniyende güneş
Hey sen güzelsin kavgamızın şehri

Türkiye edebiyatının ve sinemasının kuşkusuz en ‘dirençli’, en ‘susmayan’ yazarlarından biri olan Vedat Türkali’yi, yukarıdaki ‘Bekle Bizi İstanbul’ dizeleriyle hatırlatmak istedim. Öte yandan Nazım Hikmet ve Yahya Kemal’in olduğu bir şiir dünyasında, şair olmayı kendisine yakıştıramayacak kadar da alçak gönüllü biriydi.  

Vedat Türkali’nin edebiyat dünyasına yaptığı katkılar bir yana, Türkiye’de hala güncelliğini koruyan konuları, bundan yaklaşık 60 yıl önce sinemaya aktarmış olmasını da konuşmak gerekir diye düşünüyorum. Özellikle Karanlıkta Uyananlar ile Şehirdeki Yabancı filmlerindeki temsillere günümüzde de şahitlik ediyoruz. 

KARANLIKTA UYANANLAR (1965)

Senaryo: Vedat Türkali

Yönetmen: Ertem Göreç

Fikret Hakan, Ayla Algan, Beklan Algan ve Kenan Pars gibi isimlerin yer aldığı bu filmde, sanayileşmenin ve liberal politikaların yıkıcı etkilerini deneyimlemeye yeni başlayan bir mahallenin başkaldırma hikayesi anlatılıyor. Mahallede bulunan boya fabrikasının sahibi, işçilerin taleplerini görmezden gelmektedir. Öte yandan ‘patronun oğlu’ (Turgut – Fikret Hakan) fabrikada çalışan mahalle sakinlerinin yakın arkadaşıdır. Yedikleri, içtikleri ayrı gitmez… Üstelik babasının işçilere davranışından rahatsız olmaktadır. Fakat babasının ölümü sonrası Turgut, fabrikanın başına geçer ve babasını aratır hale gelir. (Filmi izleyecek olanlar için daha fazla spoiler vermeyeyim.) 

Karanlıkta Uyananlar filminin temel söylemi, kapitalizmde mutluluğu bulmak mümkün değildir. Patron, ithalat, ihracat, ucuz iş gücü, sömürü gibi kavramlar hayatımızdan çıkmadığı sürece gerçek mutluluktan söz etmek mümkün olmayacaktır. Grev ve sendikal hakları hiçe sayılan işçilerin, sabah-akşam demeden sömürülme halini sadece bu filmde değil, gerçek hayatta da bizzat deneyimliyoruz. Üstelik filmde olduğu gibi, ‘patron bizim yakın arkadaşımız!’ olsa bile, bu çarkın içine girmeye başladığı anda gerçek bir barbara dönüşecektir. 

Karanlıkta Uyananlar filminin ilgi çekici noktalarından biri de, ‘toplumsal sorunlara karşı’ duyarsız bir sanatçı kitlesi olduğunu da vurgulamaktır. Filmde, Turgut’un hoşlandığı ressam kadının “… resimlerimi yırtarsın, işçilerin de tepişir üstünde” cümlesi de bu konuya açıklık getirir niteliktedir. Bu bağlamda kapitalizmin ‘eril bakışı’ da filmin eleştirdiği diğer noktalardan biridir. 

Bir diğer ana karakter olan Ekrem’in (Beklan Algan) -filmin önermesini anlatan- şu cümlesini de hatırlamakta fayda var diye düşünüyorum; 

“…Köpek gibi korkup titreşeyeceğinize, hele bir sımsıkı tutun birbirinizi, bakın o zaman kimse sizin ekmeğinizle, insanlığınızla oynayabilir mi?” 

Özetlemek gerekirse; içinde yaşadığımız bu barbar ekonomik düzenin, işçi sınıfını her daim sömürdüğü gerçeğini bizlere yeniden hatırlatan eskimeyen bir filmdir ‘Karanlıkta Uyananlar’.  

Ezilen sınıfın derdini anlatmayı başarsa da, Altın Portakal Film Festivali’nde milliyetçi-muhafazakâr bir grubun filmin gösterimini de engellediğini de unutmamak gerekir[1].

ŞEHİRDEKİ YABANCI (1962) 

Senaryo: Vedat Türkali, Halit Refiğ

Yönetmen: Halit Refiğ

İngiltere’de aldığı mühendislik eğitiminin ardından, memleketi Zonguldak’a dönen Aydın’ın (Göksel Arsoy) başından geçenleri anlatan film, toplumsal gerçekliğin önemli temsillerindendir. 

Şehirdeki Yabancı, Zonguldak’ın önemli iş insanlarından biri olan Selami Ağaçlıgil’in İngiltere’den dönen Aydın’ı limanda karşılamasıyla başlar. Bu karşılamada bir de basın mensubu vardır. Zonguldak’taki yerel bir gazetenin sahibi olan Sabri, aynı zamanda Aydın’ın eski sınıf arkadaşıdır.

Filmin ilerleyen kısımlarında karşımıza bir de milletvekili çıkacak. İş insanı, milletvekili ve basın mensubu… Sanırım bu üçlü bize bir yerlerden tandık geldi. Sadece bu kadarcık bilgi bile Vedat Türkali’nin yaşadığı döneme tanıklık etmekle kalmayıp, hem romanlarına hem de sinemaya aktardıklarıyla ‘aydın’ olarak anıldığını göstermeye yeter. 

Filmimize dönersek; Aydın, memleketinde maden mühendisi olarak çalışmaya başlar ve maden içindeki destek kütüklerinin sağlam olmadığını fark eder. Filmin çatışması da bu noktada başlar. İşçilere güvenli olmadığı için madeni boşaltması gerektiğini söylese de bir başka üst düzey yetkili işçileri madene geri gönderir. Mühendis Aydın, işçilerin bu şekilde çalışmaması gerektiğini savunsa da onu dinlemezler ve madene girerler. Sonuç; maden kazası… Ölü ve yaralılar var. Bu noktada milletvekili Şerafettin Toraman (Ali Şen) sahneye çıkar ve ‘takdiri ilahi’, ‘insanın vadesi dolduysa yapacak bir şey yok’ şeklinde halka konuşma yapmasını izleriz. Sanırım bu da tandık geldi bizlere!.. Dile kolay, neredeyse 60 yıl önce yapılmış bir filmde geçen replikler bunlar! Bugünle karıştırmayalım!   

Sonrasında maden işletmesi, Selami Ağaçlıgil ve milletvekili Şerafettin Toraman, Aydın’ın ‘canlarını sıkmasına!’ dayanamaz ve gazeteci Sabri’den, Aydın hakkında yalan yanlış haberler yazmasını ister. Gazetede; namusumuza göz dikiyor, kadınlarımızı ayartmaya çalışıyor vb haberler yapılır. İşçiler de basının bu yalanlarına inanır… Tam da bu noktada sinemanın ‘kötü adamı’ Erol Taş devreye girer ve tarihi bir misyon üstlenir adeta. Erol Taş, işçi arkadaşlarına isyan ederek, mühendise sahip çıkmaları gerektiğini söyler. Sonrasında Aydın’a giderek; maden kömürünü buldu diye Uzun Mehmet’i öldürtecek kötüler de var içimizde. Ama bu millet kadir kıymet bilir oğlum. Düne kadar senin yaptığın iyilikleri anlamayacak cahil insanların, bir gün gözleri yaşaracak Aydın Bey deyince.  

Erol Taş’ın da söylediği gibi, yaşadığımız toplumdan ümidi kesmeden mücadele etmek gerekir. 

Mümkün olduğunca bu iki önemli filme dair birtakım bilgiler paylaşmaya çalıştım. İzleyecek olan yoldaşlar olacaktır mutlaka. Geçmişten günümüze ışık tutan devrimci bir sanatçının eserlerini hem okumak hem de izlemek, bizi ele geçirmeye çalışan bu düzene başkaldırmada kıymetli birer adım olacaktır. 


[1] https://www.otekisinema.com/vedat-turkalinin-anisina-karanlikta-uyananlar-1964/